26 Ocak 2012 Perşembe

Çocukların yaşa göre ruhsal gelişimi

0 yorum
Psikolojinin babası sayılan Freud'a göre bakın çocuklar hangi aşamalardan geçerek büyüyor ve ruhsal gelişimlerini tamamlıyorlar (Yaşlara göre evreler)

Freud'a göre; kişilik ilk 5 yılda oluşur ve daha sonraki yıllarda işlenir. 6. yaşta bir durgunluk başlar kişilik dinamikleri daha dingin hale gelir. Ergenlikle kişilik dinamikleri yeniden canlanır ve yetişkinliğe doğru tekrar durulur.

1. Oral Dönem: ( 0-2 ) yaş

Haz kaynağı ağızdır. ( Besin almak ) Dudaklar ağız boşluğu yutma şeklinde işler. Eğer besin maddesinden hoşlanılmazsa tükürülür. Diş çıkarmaya başlayınca ısırma ve tükürme işin içine girer. Bu yapılar daha sonra kişiliğin karakterini belirler. Ağzın dolmasından hoşlanım bilgi edinme eşya depolama ve bunlardan haz almaya dönüşebilir ya da kolayca aldatılabilir her şakaya kanabilir. Yani " oral saplanım " görülebilir.

Bu dönemde anneye bağlılık çok ön plandadır. Bağımlılık duyguları bu dönemde oluşur ve yaşam boyu da sürer. En zor giderilen duygudur. Egonun gelişmesinden sonra bile bireyin kaygılı korkulu güvenini yitirdiği dönemlerde bu bağımlılık duyguları tekrar görülür. En aşırısı ana rahmine dönme isteğidir.
2. Anal Dönem: ( 2-3 ) yaş

Besin maddeleri sindirildikten sonra kalan artıklar bağırsağın son bölgesinde birikir ve anüs bölgesindeki kaslar üzerine basınç yapar. Bunun sonucunda dışkılama yapılır ve rahatlama sağlanır.

İki yaş civarında başlayan tuvalet eğitimi bu dönemde büyük önem kazanır çocuğun kişiliği üzerinde kalıcı izler bırakır. Çocuğun içgüdüsel olan bu dürtüsünün bazı kurallarla kontrol edilmesi istenir. Böylece çocuk boşaltımdan duyacağı hazzı ertelemeyi öğrenir. Annenin tutumları tuvalet eğitiminde ve çocuğun kişiliğinde bırakacağı etkilerde önemlidir.

Anne Tutumları:
• Anne kuralcı titiz katı ise çocuk dışkısını tutmaktan kabız olabilir. Tüm davranışlarını etkilerse çocuk tutucu bir kişilik geliştirir. İnatçı cimri sinirli olur.
• Anne baskıcı ise çocuk olur olmaz yerlerde anneyi cezalandırmak için dışkısını boşaltır. İlerde ise eziyet etmeyi seven dağınık kimlik özelliği geliştirir.
• Anne teşvik edici ise çocuk dışkılama olayının önemli olduğunu anlar. İleride üretken ve yaratıcı olur.
3. Fallik Dönem: ( 3-6 ) yaş

Bu dönemde cinsel organların işlevleriyle ilgili cinsel ve saldırgan duygular önem kazanır. Mastürbasyon dönemin en egemen işlevidir.

Oedipus Karmaşası: Farklı cinsten ebeveyne karşı cinsel içerikli duyguların olmasıdır. Bu duygular mastürbasyon yaparken çocuğun fanaaaileriyle ve ana-babaya karşı birbirini izleyen sevgi başkaldırıcı hareketlerle anlatım bulur.
3-5 yaşındaki çocuklar bu karmaşanın etkisi altındadır. 5. Yaştan sonra ya ortadan kalkar ya da bastırılır. Ama yaşam boyu kişiliği etkilemeye devam eder. Karşı cinsle ve otorite figürleriyle olan ilişkiler Oedipus karmaşasının yaşanış biçiminden etkilenir. Oedipus karmaşası kız ve erkek çocuklar tarafından farklı yaşanır:
• Önceleri her iki çocuk için de anne önemlidir. Çünkü anne besleyen 
büyütendir. Erkek çocuğun bu duygusu daha sonra da sürerken kız çocuğun duyguları değişir.
• Erkek ( Oedipus ) : Erkek çocuğun annesine beslediği cinsel 
içerikliduyguları ve babasına karşı duyduğu öfke çocuğun ana-babasıyla çatışmasına neden olur. Başat düşmanın ( babanın ) kendisine zarar vereceğini düşünür. Bu bir bakıma doğrudur çünkü baba cezalandırıcıdır. Babanın kendisini cinsel organından yoksun bırakacağından korkar. Freud bu korkuya " kastrasyon anksiyetesi " demiştir. Bu korkku anneye duyulan cinsel içerikli isteğin babaya duyulan öfkenin bastırılmasına ve baba ile özdeşleşmeye yardımcı olur. Babayla özdeşleştiği an aynı zamanda annasinme karşı olan duygularına da doyum sağlayacaktır. Bu bastırma süperegodaki en son gelişimdir. Freud'a göre süperego erkek Oedipus karmaşasının mirasçısıdır. Çünkü süperego ensest ilişkilere ve saldırganlığa karşı koyan bir siperdir.
Kızlar ( Electra ) : Kızlar erkeklerden farklı bir cinsel organa sahip 
olduklarını görünce anlayınca düş kırıklığına uğrarlar. Bu durumdan annesini sorumlu tutar. Bu nedenle de annesi bir sevgi nesnesi olmaktan çıkar tüm sevgisini babaya yöneltir. Çünkü baba değerli bir organa sahiptir. Babasına ve diğer erkeklere bir kıskançlık duyar. Freud buna " penise imrenme " diyor. Kız çocuk erkek doğurursa bu korku büyük ölçüde giderilir.
Kadın-erkek psikolojisi arasındaki en önemli fark budur.
4. Latent Dönem: ( 6-12 ) yaş
Bu dönemde cinsel içgüdüler uykudadır. 5. yaştan sonra çocuk yoğun bir dinginlik içine girer. Bu da erinlik dönemine kadar sürer.

5. Genital Dönem: ( 12-+) yaş

Bu dönem öncesinin nesne seçimleri doğaları itibariyle narsistiktir. Birey kendi bedenini uyararak doyum sağlar. Bireyeler sadece kendi bedeninden aldığı doyuma bazı hoşlanımlar katabilirler. Ergenlik döneminde özseverci duyguların bir kısmı gerçek nesne seçimlerine yönelir. Ergen diğer insanları yalnızca özseverci araçlar diye değilonları düşünerek sevmeye başlar.

Cinsel çekicilik toplumsallaşma grup etkinlikleri meslek planlaması ve yuva kurma isteği belirir.

Ergenliğin sonuna doğru toplumsallaşmış ve diğer insanları düşünerek yapılan nesne seçimleri oldukça tutarlılık göstermeye başlar. Artık birey hoşlanım arayan özseverci çocuktan gerçeklere yönelik toplumsallaşmış yetişkine dönüşür.

Genital öncesi tepiler genital dönem tepileriyle yer değiştirmemiştir. Oral anal fallik dönem tepileri genital dönem tepileriyle birleşmiş kaynaşmıştır.

Genital dönemin en önemli ve belirgin işlevi üremeye yöneliktir. Psikolojik süreçler ise bu işlevin başarılmasına yardım eder.
Çocuk Psikolojisinde Erikson'a Göre Çocukların Gelişim Dönemleri
Erik Erikson Freud’un kuramını ergenlikten sonra yaşlılığa kadar genişleterek sekiz psikososyal gelişim dönemini tanımlamıştır. Gelişimde kritik dönemler olduğuna inanmaktadır. Erikson’a göre insanın yaşamında belli başlı sekiz kritik dönem vardır.Her dönemde de atlanması gereken bir krizbir çatışma bulunmaktadır.İnsanların sağlıklı bir kişilik kazanmalarında bu dönemlerin başarılı olarak atlanması gerekmektedir. Eğer bir dönemdeki kriz tam olarak çözümlenemezse bireyin yaşamının daha sonraki dönemlerinde de bu kriz devam ederçözümleninceye kadar problem yaratır.

Gelişim Evreleri


1.Evre: GÜVENE KARŞI GÜVENSİZLİK

Bu dönemdoğumdan bir yaşına kadar sürer.Bu dönemde bebekler çevresindeki dünyaya güvenip güvenemeyeceklerine ilişkin temel duygular edinirler.Yaşamın ilk yılında çocuğun ihtiyaçlarının doyurulmasıbüyük ölçüde anne yada onun yerine geçen yetişkine bağlıdır.Bir başka deyişleanne yada onun yerine geçen yetişkinle kurulan ilişkinin niteliği temel güven duygusunun ve toplumsallaşmanın özünü oluşturmaktadır.Çocuktaiyimserlik ve mutlu olmanın temelleri atılır.


2.Evre: BAĞIMSIZLIĞA KARŞI UTANMA VE ŞÜPHECİLİK

Bu dönem on ikinci aydan üç yaşına kadar sürer.Bu dönemde çocukların çoğu yürümekte başkalarıyla iletişim kurabilecek kadar konuşmaktadır.Çocuklar artık tümüyle başkalarına bağılı kalmak istemezler.Önceki dönemde temel güven duygusunu kazanmış çocuk öz saygısını yitirmeksizin kendi kontrolünü kazanabilmesi içinözgürlüğü hissetmesi gerekmektedir.Kendi kendine yemek yemeeşyalarını toplamagiyinme ve soyunmagiysisini seçmekarşılaştığı bazı problemleri çözme çabalarında teşvik edilmelidir.Böylece çocukta bağımsızlık duygusunu temelleri atılır.Kendi kendini kontrol etme ve saygının özü bu dönemde oluşur.


3.Evre: GİRİŞKENLİĞE KARŞI SUÇLULUK DUYMA

Girişkenliğe karşı suçluluk duymaüç yaşından altı yaşına kadar olan dönemdir.Çocuğun motor ve dil gelişimionun fiziksel ve sosyal çevresini daha fazla araştırmasınadaha atılgan olmasına olanak verir.Gerek anne-baba gerekse okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğretmenler çocuğun koşmasınaatlamasınaoynamasına izin verilmelidir ki çocukta girişkenlik duygusu gelişebilsin.Doğal merakından dolayı çok sık azarlanan ve engellenen çocuktasuçluluk duygusu gelişmektedir.

4.Evre: BAŞARIYA KARŞILIK AŞAĞILIK DUYGUSU

Bu dönem altı yaşından on iki yaşına kadar sürer.Erikson’a göre birey kişilik gelişim dönemlerinden ilkinde “bana ne verildiyse ben oyum” ikincisinde “ne yaparsam oyum” üçüncüsünde “hayal ettiğim şeyi olacak kişiyim” dördüncüsünde “ne öğrenirsem oyum” inancına sahiptir.Bu dönemde çocuk okula gittiği için sosyal dünyasında büyük bir genişleme meydana gelir. Arkadaşlar ve öğretmenin çocuk üstündeki etkisi artarken ana-babanın etkisi giderek azalmıştır.Çocuklar bu dönemdeyetişkinlerin kullandıkları aletleri kullanmaya çalışırlar;bir şey üretmeye çaba gösterirler.Çocukların çabaları desteklendiğindeçalışma ve başarılı olma davranışları gelişir.Aksi taktirde sürekli olarak yaptıklarında eleştirilen bir desteklenmeyenbeğenilmeyen çocuklaryaptıklarının değersizliğine inanarak aşağılık duygusu geliştirebilirler.

5.Evre: KİMLİK KAZANMAYA KARŞI ROL KARMAŞASI

Bu dönem 12-18 yaşları kapsar.Ergen bu dönemde kimlik arayışı içindedir.Hızlı fiziksel ve fizyolojik değişimiyle baş etmeye çalışırken bir yandan da gelecekteki eğitimikariyeri hakkında yeni kararlar verme durumundadır.Ergenin üstünde akran gruplarının büyük bir etkisi vardır.Erikson’a göre ergen bu dönemde başarılı bir şekilde kimlik kazanma sorununu çözerse kendine güvenenkendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürür.Bu dönemde “Ben kimim?” sorusu çok önemli hale gelir.Ergenbu soruyu cevaplarken ana-babasından çokakran gruplarından etkilenir.Ergenlik dönemi değişme zamanıdır.

Ergenin bu dönemde cevaplaması gereken birçok soru vardır.Bunlardan bazıları “Çocuk mu yoksa yetişkin miyim?” “Bir gün baba yada anne olacak mıyım?” “Başarılı mı yoksa başarısız mı olacağım?”. Ergenin sağlıklı bir kimlik kazanmasında çevresinde model alabileceği yetişkinlerin bulunması önem taşımaktadır.

Erikson’a göre bu dönemde ergenbaşarılı bir şekilde kimlik kazanma sorununu çözersekendine güvenenkendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürebilir ve başarılı olur.

6.Evre: DOSTLUK KAZANMAYA KARŞI YALNIZ KALMA

Yaklaşık olarak 18-26 yaşlarını kapsar.Ergenlik döneminde kimliğini bulan kişi bu dönemde artık başkalarıyla yakınlıklardostluklar kurabilir.Karşı cinsle arkadaşlıktasevgi ağırlık taşır.Gencin yaşamında evlilik ve iş kariyeri önemli hale gelir.Ergenlik döneminde dostluklar sağlam temeller üzerine kurulur.Gencin yaşamında evlilik konuları ve evlenme önemli bir yer tutar.Bu dönemdeki krizi sağlıklı olarak atlatan kişi güvenli bir şekilde sevgiyi verme ve alma gücüne sahip olur.Aksi durumdabaşkalarıyla dostluk ilişkisi kurmada güçlük çeken gençbirey için istenmeyen ve salıksız olan psikolojik bir yalnızlığa itilebilir.Genç yetişkinin bu dönemdeki kriziöğretmenlerine ve çevresindeki tüm kişilere karşılıklı sorumluluklar düşmektedir.

İnsana sevgi ve saygıyı esas alan bir toplum yapısındabu çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenebileceği gözlemlenmektedir.

7.Evre: ÜRETKENLİĞE KARŞI DURAKLAMA

Bu dönem orta yetişkinlik yıllarını kapsar.Birey için çocukları yoluyla neslini devam ettirmek önemli olduğu gibi evi dışında da gelecek nesillerin yetişmesine rehberlik ederek üretken olabilir.Üretken olmadığında da bir işe yaramama duygusuna kapılıp durgunluk içine girebilir.Bu döneme olumlu atlatabilmesi için bireyin eviniişini paylaştığı kişilere önemli sorumluluklar düşmektedir.Yetişkin bu dönemde üretkenverimli ve yaratıcıdır.Kişi evi dışında da topluma yararlı işler yapabildiğikendinden sonraki kuşaklara rehberlik edebildiği sürece üretkendir.Aksi durumda bir işe yaramama duygusuna kapılabilir ve durgunluk dönemine girebilir.Etrafa karşı kayıtsız tavırlar geliştirirler.Sahteköksüz ilişkiler kurarkendi doyumunu ve çıkarını öncelikle gözetirler.Ayrıca hep yerinde saydığını düşünerek mutsuz olabilirler.

Bu dönemdeki krizibireyin olumlu bir şekilde atlatmasında;eviniişini paylaştığı kişilere yani çevresinde yoğun etkileşimde bulunduğu bireylere önemli roller düşmektedir.

8.Evre: BENLİK BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI UMUTSUZLUK

İleriki yetişkinlikteki yılları kapsar.Bu dönemde birey ya önceki yedi dönemin olumlu birikimi sonucu benliğini tam olarak bulmuşmutlu güvenli sevilenaranan bir kişi yada önceki dönemlerde çatışmaları sağlıklı olarak geçirmeme sonucu umutsuzluklar içinde hırçın aksi bir insan görünümündedir.

Sonuç olarakinsanın kişiliğinin şekillenmesinde ve gelişiminde başlangıçta anne ya da onun yerine geçen yetişkinden başlayarak daha sonra aileokulşehir ve dünyadaki diğer insanlar önemli rol oynamaktadır.O halde mutlu insanlardan oluşan mutlu bir toplum meydana getirmek istiyorsakbireyin her dönemdeki temel ihtiyaçlarını en iyi şekilde doyurmasını sağlamak çatışmalarını çözümlemesine yardım etmek üzere çaba harcamamız gerekmektedir


Yorum Gönder